Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin yıkıcı tesirleri 11 değişik ilde devam etmekteyken yurt içinden ve yurt dışından oldukca sayıda yurttaş zelzele bölgelerine yardım gönderiyor. Öte taraftan toplumsal medyada paylaşılan videolarda zelzele bölgesine gönderilen elbise kutularının bir çöp yığını oluşturduğu ve çamura bulunarak kullanılamaz hale geldiği görülüyor. İnsani yardım lojistiği ve afet yönetimi uzmanları, zelzele bölgesine yardımların organize bir biçimde ulaştırılması gerektiğine ısrarla vurgu yapıyor. Organize olmayan ve planı olmayan hazırlanan yardımların yarardan oldukca zarar getirdiğinin de altı çiziliyor. Pekala bu aşamada doğru malum hatalar neler? Zelzele bölgesine yardım nasıl yapılmalı? Detaylara beraber bakıyoruz.
Deprem Kuşağındaki Türkiye’nin Acı Gerçeği: 7 Milyon Bina Yıkılma Riski Taşıyor
Organize olmayan yardım yarardan fazlaca zarar getiriyor

Zelzele bölgelerine organize olmadan gönderilen yardımlar bölgeye ulaştığında oldukca sayıda probleme de yol açabiliyor. Hava koşullarına elverişli gönderilmeyen giysiler, kullanılmış eşyalar ve iyi paketlenmemiş, ıslak yardım kolilerinin afetzedelere hiçbir faydası dokunmuyor. İnsani yardım lojistiği ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Burcu Balçık, organize olmayan yardımların yarardan oldukca zarar getirdiğini de ısrarla vurguluyor.
Balçık: “Organize olmamış hiçbir şey göndermeyin, TIR göndermeyin. Belediyelerin, sivil cemiyet kurumlarının çağrılarına cevap verebilirsiniz, sadece evimizde ne var ise götürelim, vasıta gönderelim durumunun olmaması gerek” diyen Balçık, aksi takdirde gönderilen yardımların israf ve çöpe dönüştüğünü de belirtiyor. Öte taraftan kullanılmaz duruma gelen bu yardımların yok edilmesi gerekliliği doğuyor.
Pekala zelzele bölgelerine nasıl yardım edilmeli?




Yurt içi ve yurt dışından binlerce tır, yardım kolileri ile zelzele bölgelerine doğru yola çıkıyor. Pekala zelzele zamanında nasıl yardım edilmeli? Yardım sürecinde Plan Yapmış ve organize hareket etmeye dikkat çeken uzmanlar zelzele bölgesine yardım eli uzatmak isteyenlere bunu nasıl gerçekleştirebileceklerini de önemle aktarıyor. Öte taraftan sahadaki sivil cemiyet kuruluşları (STK) ve resmi kurumlar tarafınca talep edilmeden gönderilen yardımlar, afet bölgesindeki mühim ve acil çabaların önünü tıkayabilir.
Özyeğin Üniversitesi Sanayi Mühendisliği’nden Balçık bundan dolayı nakdi yardımın önceliklendirilmesi, uzun bir dönem takip edilerek yardım yapılması gerektiğine de dikkat çekiyor. İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da afet esnasında daha oldukca para yardımının öneri edildiğini aktarıyor. Kadıoğlu, “O parayla yıkılan bölge ve etrafındaki yerlerden alışveriş yapılması gerekmektedir ki mahalli iktisat çökmesin, iç göçler tetiklenmesin” ifadelerini kullanıyor.
Tır ile yardım gönderecek kişilerin de dikkat etmesi ihtiyaç duyulan birtakım noktalar bulunuyor




Afet yönetimi uzmanı Kadıoğlu, şayet zelzele bölgesine Tır ile yardım gönderilecekse şu etmenlere dikkat edilmesi icap ettiğinin altını çiziyor: Ilk olarak gönderilen malzemelerin oradaki gereksinimleri ne kadar karşıladığı göz önünde bulundurulmalı. Öte taraftan bir tırın belirli malzemeyi oraya ne kadara taşımış olduğu hesaplanmalı. Besin malzemelerinin gidene kadar bozulup bozulmayacağına dikkat edilmeli. Afet bölgesine ‘TIR’ gönderilirken düşünülmesi ihtiyaç duyulan en mühim noktalardan bir diğeri ise, tırların afet bölgesinde oluşturacağı trafik.
Organize olmadan gönderilen tırlar trafiğe yol açabildiği için ambulansların veya arama ve kurtarma emekleri için bölgeye varması ihtiyaç duyulan vinçlerin bölgeye süratle ulaşmasını engelleyebilir. Kadıoğlu, buna ek olarak afet bölgesinde oluşturduğu trafiğin göz önünde bulundurulmasının yanında bu yardımların tasnifi ve dağıtılmasının da büyük işler bulunduğunu dile getiriyor. Kadıoğlu son olarak “AFAD yada öteki kurumlar acil müdahaleyle o denli yoğun ki bağış yönetimine zaman ayıracak durumları da yok” tespitini de ekliyor.
Hepimiz kendi yetkinlikleri dahilinde yardım etmeli




İnsani yardım lojistiği ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Burcu Balçık, bireysel yardım gönderen kişilerin sahada çalışan kurumlar ve STK ile ortaklaşa iş yapması icap ettiğini de aktarıyor. İnsani yardım organizasyonlarının afet bölgesinde aylarca çalışacağını ifade eden Balçık, meydana getirilen bireysel yardımları uzun dönemde takip ederek ve organize olacak biçimde göndermek icap ettiğini de ekliyor. Her insanın kendi yetkinlikleri dahilinde, bilgisayar başlangıcında da sürece destek olabileceğini söyleyen Balçık, vatandaşların ilk olarak nasıl yardım edebileceğini belirlemesinin öneminden söz ediyor.
Balçık sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Tercüman ihtiyacı oluyor, yer çizenler derneği (Humanitarian OpenStreetMap Team) tarafınca haritalanma aktiviteleri var. Nerede çalışıyorsak, kurumumuzda uzun dönemde ne yapılabileceğini konuşabiliriz. Birazcık daha soğunkkanlılıkla ve yetkinliklerimizi düşünerek. Yazılımcıysak sözgelişi, bebek bezi üretiyorsak, uzun dönemde orada nasıl yardım yapacağımızı STK’larla konuşarak karar verebiliriz. Bir STK’ya gönüllü olabiliriz; bu şekilde bir felakette çağrıldığımız süre aldığımız eğitimler dahilinde yardımın bir parçası olabiliriz.”
‘Afetzedeler de çalışmaların bir parçası olmalı’




Süratli ve planı olmayan meydana getirilen yardımın harika yardım olmadığını, belkide başka felaketlere yol açabileceğini vurgulayan Balçık, hususi bir yetkinliği olmayanların afet bölgesine gitmemesi icap ettiğini de bilhassa ekliyor: “Kendini tutamayıp oraya gitmek isteyenlere de ‘Durun gitmeyin, yollar tıkalı, bir de sizi mi yatırmak, içirmek ve uyutmak mevzusunda kaynak harcayacaklar’ diyorum.” Öte taraftan Balçık, bu biçim işlerin afetzedeler tarafınca yapılmasının psikolojileri için daha mühim bulunduğunu aktarıyor: “Afetzedelerin bu biçim işleri yapamayacağı düşünülür sadece araştırmalar gösterir ki afetzedeleri de sürece dahil etmek epeyce kıymetli. Bir şeyin parçası olmaları, bir şeyi baştan kurmaları, tekrardan inşanın parçası olmaları ruhsal olarak kıymetli.”